İletişim, düşünce ve görüşlerin sözlü olarak karşılıklı alışverişidir. İletişimimizin %10’ununu kullandığımız kelimeler oluştururken, %30’luk bir kısmını ses tonumuz ve %60 gibi önemli bir dilimini ise beden dilimiz oluşturur.
İLK İZLENİM ÇOK ÖNEMLİDİR!
Çocuğunuzla sağlıklı iletişim kurmanın temel taşı burada atılır, ilk anda…
Jest ve mimikleriniz, takındığınız tutum ve davranışlar, ses tonunuz ve seçtiğiniz kelimeler bunların hepsi ayrılmaz bir bütündür ve büyük önem arz eder.
Örneğin çocuğunuz sokaktan eve geldiğinde; “Nerde kaldın?! Sen saatin farkında mısın?! Saat 5’i 2 geçiyor, tam 5’te evde olunacak demedim mi ben?” diye açıyorsanız kapıyı başka bir şey; “Hoş geldin yavrum. Elini yüzünü yıka, daha sonra yanıma gel seninle biraz sohbet edelim” diye açıyorsunuz başka bir şey başlar aranızda.
ÇOCUĞUNUZLA İLETİŞİMİZDE NASIL BİR EBEVEYNSİNİZ?
Destekleyici Yaklaşım
Olumlu Ebeveyn: Çocuğa yakın ilgi gösterir. Açık ve net şekilde beklentilerini ifade eder. Kural koyar, sonuçlarını uygular ancak bunu demokratik bir biçimde yapar. Çatışmadan yılmaz. Tutarlı ve kararlıdır. Çocuklarının topluma karşı duyarlı, haklarını savunabilen, kendine yetebilen ve işbirliği yapabilen kişiler olarak yetişmelerini ister.
Pasif Yaklaşım
Pasif Ebeveyn: Çocuğun etkinliklerine karşı ilgisiz ve kayıtsızdır. Çocuğun istenmedik davranışlarını görmezden gelir. Çocuğun tüm istekleri yerine gelir ve sınırsız haklara sahip olur.
Denetleyici Yaklaşım
Yönetmeye Çalışan Ebeveyn: Çocuğu başkalarıyla kıyaslar ve çocuğun mevcut davranışlarını değiştirmek ve yönetmek için bazı bahaneleri kullanır. Bu tarz ebeveynler kuralların arkasındaki nedenleri açıklamakta zorlanırlar.
Bir açıklama beklendiği zaman ise basit bir cevapları vardır: “Çünkü ben öyle dedim!” Bu ebeveynler yüksek beklenti içindedirler ama çocuklarına karşı çok da duyarlı değildirler.
Saldırgan Ebeveyn: Çocuğa sürekli bağırır. Tehdit edip, sevgisini esirgediği gibi fiziksel şiddet de gösterebilir. İstenmeyen davranışlarında çocuğu susturur, aşağılar.
Bağırmak, tehtid etmek, korkutmak, etkilemek, aşağılamak, emir veya nasihat etmek, kıyaslamak, hafife almak, eleştirmek, yargılamak çocuğunuz ile olan iletişiminizin tartışılmaz engelleridir.
İletişim Hatalarının Çocuğunuz Üzerindeki Etkileri
- Kızgınlık
- Öfke kontrolünü sağlayamama
- İnadına hareket etme ve karşılık verme
- Doğru-yanlış ayırt etme yetisinin kaybolması
- Yalan söyleme
- Kaygı ve endişe
- Hayata karşı olumsuz bakış
- Benlik duygusunun zedelenmesi
- Olumsuz bakış açısı
- Başarısızlık duygusu
- Sevilmediğini ve anlaşılmadığını düşünme
- Kendine ve çevresine karşı saygı ve sevgiyi kaybetme
- Özgüven eksikliği
- Kendi düşüncelerini ifade edememe ve haklarını savunamama hali
- İçe kapanma Güvensizlik
ETKİN DİNLEME (KATILIMLI DİNLEME)
Tek taraflı iletişim yoktur. Etkin dinleme pasif ve sessiz bir şekilde dinlemek değildir. Göz teması kurarak, çocuğun anlattıklarını açarak, duygularını isimlendirerek, çocukta “anlaşılıyorum” hissini yaratmaktır.
SİZ ONU DİNLEMEZSENİZ BİR SÜRE SONRA O DA SİZİ DİNLEMEYECEKTİR.
Eğer çocuğunuzun bu hususta pasif kaldığını düşünüyorsanız onu kendini ifade etme konusunda yüreklendirmeli, onun görüş ve düşüncelerine değer verdiğinizi sıkça söylemeli ve göstermelisiniz.
DOĞRU “BEN DİLİ” KULLANIMI
Ben dili sadece duyguyu veya sadece ben kelimesi ile başlayan bir cümleyi değil; duygu, davranış ve sonucu içermelidir.
Doğru Ben Dili: “Oyuncaklarını arkadaşınla paylaşmadığın için (davranış) arkadaşının canı sıkıldı ve eve gitmek istedi (sonuç), ben de böyle davranmana çok üzüldüm (duygu).”
ÇOCUKLARIN GELİŞİM DÖNEMLERİ HAKKINDA BİLGİ SAHİBİ OLUNMALI
Kimi zaman çocuklarının davranışının sebebini anlamlandırabilmek için çocuğun bulunduğu gelişim döneminin özelliklerini bilmek gerekir. Davranışının altında yatan sebebin bilinmesi çocuğun ebeveynleri tarafından anlaşılmasına olanak sağlar.
ÇOCUĞUN KONUŞMASINA İZİN / FIRSAT VERMEK
Çocuklarla konuşuyorken hem bir yetişkinle konuşuyormuş gibi saygılı, hem de bir çocukla konuşulduğu unutulmadan sabırlı, şefkatli olunması gerekmektedir. Çocuğun anlatacaklarını bitirmesini beklemeden, direkt çözüm önerileri sunmak ya da hak vermek değil, bazen sadece dinlemenin de çok etkili olduğu göz ardı edilmemeli.
ÇOCUĞUNUZUN HİZASINDAN KONUŞMAK
Fiziksel olarak birine yukarıdan bakmak, karşınızdaki insana sadece sizin ondan üstün veya büyük olduğunuzu değil ayrıca güvensizlik, zarar göreceğim hissi, korku, endişe gibi olumsuz duygular da aşılar.
Çocuğuzun boy hizasına inmek, göz temasını sağlıklı sağlamak önemlidir. Çocuk sizi tehlike olarak algılamamalıdır.
ZAMAN AYIRMAK-ÖNEMLİ OLDUĞUNU HİSSETTİRMEK
Çocuğunuz size bir şey anlatmak istediğinde ilgilendiğiniz şeyi bırakıp, onu gerçekten dinlemeye özen göstermelisiniz. Dikkatinizi onun söylediklerine yoğunlaştırmalısınız ki çocuk, anlattıklarının anne babası için de önemli olduğunu dolayısıyla kendisinin önemli olduğunu hissetsin.
Eğer dinlemek için ayıracak yeterli vaktiniz yoksa o anda işiniz olduğu için dinleyemeyeceğinizi ancak daha sonra kesinlikle dinlemek istediğinizi, ne anlatacağını merak ettiğinizi belirtmeyi ihmal etmemeli ve en kısa sürede konuşma zamanını belirlemelisiniz.
EBEVEYNLER KENDİ İLETİŞİM BECERİLERİNİ BÜYÜTEÇ ALTINA ALMALI
Ebeveynlerini kendi aralarında kurduğu iletişim şekli çocuklarınızın model alacağı iletişim şeklidir. Unutmamalıdır ki, çocuk yaşadığını yansıtır.
İLETİŞİMİ GÜÇLENDİREN SİHİRLİ CÜMLELER KULLANMAK
Kuşkusuz ki ne söylenildiği de, nasıl söylenildiği de çok önemlidir. Ancak öyle cümleler vardır ki hem ebeveyn-çocuk arasındaki ilişkiyi güçlendirir, hem de çocuğun kişilik gelişimine etki eder.
- …üstlenmeni, sorumluluk almanı, çaba harcamanı vb. takdir ediyorum.”
- “Seninle …(oyun oynamak, yemek hazırlamak, spor vb.) çok eğlenceli.”
- “Paylaştığın için teşekkür ederim.”
- “Bu konuda sen ne düşünüyorsun?”
- “….’nla (kardeşinle, arkadaşınla vb) ne kadar güzel oynuyorsunuz.”
- “Tabağındaki tüm yemeği bitirdiğin için çok memnun oldum.”
- Seni seviyorum!
- Bizim için değerlisin.
- Sen … (olumlu sıfatlar akıllı vb)bir çocuksun.
- Başarabilirsin. Beraber deneyelim.